摘要：Bu kaçıncı denemem bilmiyorum, ama yazamıyorum bir türlü... Nasıl yazacağımı bilemiyorum ama yazmam gerekiyor. Çünkü O’nu tanıma şansına sahip olduğum için kendimi borçlu hissediyorum. O’nu bilmeyenlere anlatmam gerekiyor. Hani derler ya iyi insanların ardından “Bir yıldız daha kaydı bu dünyadan” diye. Ali Abi yalnızca “iyi” değildi aynı zamanda “asil” idi. Hayata karşı bakışı ve kendisini bekleyen ölümü çok iyi bildiği halde ölüme karşı mağrur ve metanetli duruşu ile gerçekten bize zarafeti gösterdi. John Mc Creery’nin sözü hislerimi anlatıyor: “Ölüm yoktur! Yıldızlar başka bir kıyıda doğmak için batarlar.” Evet Ali Yemişcigil artık başka bir boyutta, dün gece bir yıldız daha kaydı bu dünyadan ve başka bir yerde belki de “görünmezler dünyasında” parlayacak yeniden... Ve kalanlar; metanetli ailesi, üzerine titrediği ailesi, başta sevgili eşi Lale Abla, kızı Serra, oğlu Sefa, annesi, kardeşleri, yakınları, bizler... Onu yakından tanıyanlar olarak gerçekten çok acı çekiyoruz şu anda ama bir yandan da onun yaşama bakışını ve güzelliğini gördüğümüz için de şanslıyız aslında. I Iayat yolculuğunda kaç kişinin yolu böyle bir “Ali insan” ile kesişebilir, kaçımız böyle bir bilgeye rastlayabiliriz? Adının anlamını taşıyordu kişiliğiyle; “yüce” idi. İki gün sonra doğum günü, kırk beş yaşını bitirecekti, sürpriz doğum günü planlarken, sıkça verdiği mesajı bir daha hatırlatarak son dersi verdi Ali Abi; “Carpe diem-Anı yaşa, geleceği planlama, çünkü düşündüğün gibi olmayabilir” derdi hep. Haklısın Abi olmuyormuş, bir kere daha haklısın, maalesef... O’nu genç yaşta kaybettiğimiz için üzgünüz ama her anını dolu dolu yaşamaya çalıştığı hayatıyla kimilerinin 80 yıla sığdıramadıklarını yapabildi ve bu yönüyle örnek oldu. Martin Luther King’in dediği gibi; “Trajedilerin en kötüsü genç yaşta ölmek değil, yetmişbeş yaşa kadar yaşamak ama gerçek anlamda yaşamamış olmaktır.”. Artık yaşamın mantığım öğrenmeye çalışmıyor, yalnızca yaşamaya çalışıyorum... Ve ondan aldığım son mesaj, hayatı öyle iyi yaşa ki, ölümün bile yaşamının anlamını ortaya çıkarsın. Öylesi ağır hastalıkta bile bir kez dahi sızlanmadan, yıkılmadan dimdik ayrıldı bu dünyadan. Çok sevdiği Octavio Paz’ı doğrulamasına...? Nasıl öldüğümüz, kim olduğumuzu gösterir. Hayatı ölüm tanımlar... Ölümlerimiz hayatlarımızı aydınlatır. Ölümlerimiz anlamdan yoksunsa, hayatlarımız da yoksun demektir.” Hoşça kal Ali Abi, bu gece bir daha bakacağım gökyüzüne ama biliyorum ki eskisi gibi parlak olmayacak artık... Ve sonsuz teşekkürler bana yalnızca adli tıbbı değil yaşamayı da öğrettiğin için... 10 Nisan 2007 Kardeşin, arkadaşın ve öğrencin Erdem Özkara
其他摘要：Bu kaçıncı denemem bilmiyorum, ama yazamıyorum bir türlü... Nasıl yazacağımı bilemiyorum ama yazmam gerekiyor. Çünkü O’nu tanıma şansına sahip olduğum için kendimi borçlu hissediyorum. O’nu bilmeyenlere anlatmam gerekiyor. Hani derler ya iyi insanların ardından “Bir yıldız daha kaydı bu dünyadan” diye. Ali Abi yalnızca “iyi” değildi aynı zamanda “asil” idi. Hayata karşı bakışı ve kendisini bekleyen ölümü çok iyi bildiği halde ölüme karşı mağrur ve metanetli duruşu ile gerçekten bize zarafeti gösterdi. John Mc Creery’nin sözü hislerimi anlatıyor: “Ölüm yoktur! Yıldızlar başka bir kıyıda doğmak için batarlar.” Evet Ali Yemişcigil artık başka bir boyutta, dün gece bir yıldız daha kaydı bu dünyadan ve başka bir yerde belki de “görünmezler dünyasında” parlayacak yeniden... Ve kalanlar; metanetli ailesi, üzerine titrediği ailesi, başta sevgili eşi Lale Abla, kızı Serra, oğlu Sefa, annesi, kardeşleri, yakınları, bizler... Onu yakından tanıyanlar olarak gerçekten çok acı çekiyoruz şu anda ama bir yandan da onun yaşama bakışını ve güzelliğini gördüğümüz için de şanslıyız aslında. I Iayat yolculuğunda kaç kişinin yolu böyle bir “Ali insan” ile kesişebilir, kaçımız böyle bir bilgeye rastlayabiliriz? Adının anlamını taşıyordu kişiliğiyle; “yüce” idi. İki gün sonra doğum günü, kırk beş yaşını bitirecekti, sürpriz doğum günü planlarken, sıkça verdiği mesajı bir daha hatırlatarak son dersi verdi Ali Abi; “Carpe diem-Anı yaşa, geleceği planlama, çünkü düşündüğün gibi olmayabilir” derdi hep. Haklısın Abi olmuyormuş, bir kere daha haklısın, maalesef... O’nu genç yaşta kaybettiğimiz için üzgünüz ama her anını dolu dolu yaşamaya çalıştığı hayatıyla kimilerinin 80 yıla sığdıramadıklarını yapabildi ve bu yönüyle örnek oldu. Martin Luther King’in dediği gibi; “Trajedilerin en kötüsü genç yaşta ölmek değil, yetmişbeş yaşa kadar yaşamak ama gerçek anlamda yaşamamış olmaktır.”. Artık yaşamın mantığım öğrenmeye çalışmıyor, yalnızca yaşamaya çalışıyorum... Ve ondan aldığım son mesaj, hayatı öyle iyi yaşa ki, ölümün bile yaşamının anlamını ortaya çıkarsın. Öylesi ağır hastalıkta bile bir kez dahi sızlanmadan, yıkılmadan dimdik ayrıldı bu dünyadan. Çok sevdiği Octavio Paz’ı doğrulamasına...? Nasıl öldüğümüz, kim olduğumuzu gösterir. Hayatı ölüm tanımlar... Ölümlerimiz hayatlarımızı aydınlatır. Ölümlerimiz anlamdan yoksunsa, hayatlarımız da yoksun demektir.” Hoşça kal Ali Abi, bu gece bir daha bakacağım gökyüzüne ama biliyorum ki eskisi gibi parlak olmayacak artık... Ve sonsuz teşekkürler bana yalnızca adli tıbbı değil yaşamayı da öğrettiğin için... 10 Nisan 2007 Kardeşin, arkadaşın ve öğrencin Erdem Özkara
