摘要:Hikâye sanatı, onu meydana getiren anlatıcısından bağımsız olmayan, anlatıcısının kurguladığı izlencede meydana gelen bir anlatı türüdür. Eser meydana geldikten sonra eseri yorumlama, anlamlandırma sırası okura gelir. Metnin içerdiği yapıları, izlekleri yeniden yorumlamak, dönüştürmek, anlamsal bağlarını keşfetmek okurun işidir. Eski Yunancada gösterge anlamına gelen semeion ile bilim anlamına gelen logos sözcüğünün birleşmesiyle meydana gelen semology Türkçede gösterge bilimi terimiyle karşılanmaktadır. Göstergebilimin öncüleri olarak iki isimden söz etmek mümkündür. Bunlar Charles Sanders Peirce ve İsviçreli dilbilimci Ferdinand de Saussure’dür. Peirce, “Tüm evren, yalnızca göstergelerden oluşmamış olsa bile, göstergelerle dolup taşar” sözü ile bütün bilgi nesnelerinin göstergebilimin konusu olabileceğini ifade etmiştir. Ferit Edgü’nün “Bir Gemide” öyküsü 1978 yılında yayımlanmıştır. Biz bu öyküde Greimas’ın göstergebilim için önerdiği metin inceleme metodunu kullandık. A.J. Greimas’a göre anlatının oluşabilmesi için öyküyü başlatacak bir olay ve bu başlangıç durumunu bozacak dönüştürücü ögeye ihtiyaç vardır. Göstergebilim bir metni çözümlerken, yüzey yapısından hareketle, derin yüzeydeki yapıya açıklık getirmeye çalışır. Bunu yaparken de metnin anlam evrenine ulaşmaya çalışırken bazı araçlar kullanır. Greimas’ın eyleyenler modeli karşıtlıklar ilkesine dayanır. Bu metodun öykü incelemesinde ve metni derin anlam düzeyinin kullanılmasında önemli olduğunu düşünüyoruz. Öyküde kesitler belirlenmiş, daha sonra da kesitler söylemsel ve anlamsal düzeyde incelenmiştir. Bu kesitlerde eyleyenler modelinde bulunan altı eyleyenin bulunduğu, anlatı izlenceleri tespit edilmiştir. Bu çalışmanın bu alanda yapılacak çalışmalara ışık tutacağı kanaatindeyiz.
其他摘要:The art of story is a form of narrative that is not independent from its creator, namely the narrator, and created within the theme fictionalized by its narrator. When the work is created, it is the reader’s turn to interpret and give meaning to it. The reader’s duty is to reinterpret, transform the structures in the text and themes as well as unveiling the meaning connections between those. Semiology derived from Ancient Greek word semeion meaning sign and logos meaning science is known as science of signs in Turkish. Two people should be mentioned as founders of Semiology. These are Charles Sanders Peirce and Swiss linguist Ferdinand de Saussure. Saying “Although the universe is not entirely made up of signs, it overflows with signs”, Peirce expresses that all objects can be subject of Semiology. The story of Ferid Edgü, “Bir Gemide”, was published in 1978. The text analysis method proposed by Greimas for semiological analysis was utilized in this story. A.J. Greimas argues that an incident starting the story and an element transforming the initial status are required for creating the narrative. During the analysis, semiology aims at clarifying the deep structure of the text through its surface structure. Within this analysis, some instruments are applied in order to reach at the meaning universe of the text. "Actants Model" of Greimas is based on the Principle of Opposites. It is widely acknowledged that this method is highly significant in story analysis and application of deep structure of text. After the segments in the story were determined, they were analyzed in terms of discourse and semantic levels. It is appreciated that this paper will shed light on successive researches.