摘要:Türk edebiyatında halk edebiyatı ürünlerini ve halk kültürüne ait değerleri yeniden ele alıp yorumlama gayretleri Tanzimat döneminde bazı bireysel girişimlerle başlar; ancak bu eğilimlerin sistematik bir yöneliş hâline gelmesi 1910’lardan itibaren Ziya Gökalp çevresinde gelişen fikrî ve edebî faaliyetle sağlanır. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren “millî bir kimlik” oluşturma gayreti çevresinde; halk masalları, destanları, şiiri ve kültürünü kaynak olarak benimseyen ve yeni edebî metinler üreten pek çok şair ve yazar, sözü edilen dönemde eserler verir. 1930’lardan sonra halk anlatıları, halk şiiri ve halk edebiyatı ürünlerine yönelişle başlayan bu süreç, 1940’lardan sonra giderek artar ve bu eğilim edebiyatı besleyen önemli kaynaklardan biri hâline gelir. İlhan Berk’in 1955 yılında yayımlanan “Köroğlu” adlı kitabı ise zihniyet, yapı, tema ve anlatımda gösterdiği özellikler ile bu dönemde yazılan pek çok metinden farklı bir anlayışla okur karşısına çıkar. Toplumcu bir dünya görüşü çerçevesinde, W. Whitman kaynaklı uzun dize yapısı ile kurulan bu metin, Stoacı doğa anlayışı ve dünya tasarımına yaslanarak Köroğlu hikâyesini çağdaş bir yorum ve söyleyişle yeniden kurar. Berk’in Köroğlu’su, o dönemde yeniden yazılan çok sayıdaki Köroğlu metninden farklı olarak “insan-doğa özdeşleşmesi” merkezinde Köroğlu’nun savaşçı kişiliğinden ziyade Köroğlu hikâyesinde evrensel bir nitelik kazanan insani değerleri öne çıkarmasıyla farklı bir bakış açısının ürünüdür. Bu makalede modern edebiyat–halk edebiyatı birikimi arasındaki ilişki kısaca özetlendikten sonra, Berk’in adı geçen kitabında ortaya koyduğu sonraki şiirlerinde hâkim olacak fenomonolojik bir ilgiyle nesneleri ve doğayı ele alma tarzı işlenmektedir. Ayrıca Köroğlu’nun yapı, tema, dil ve anlatımda ortaya koyduğu özellikler ile bunların nasıl bir metinsel bütünlük içinde verildiği tespit edilmeye çalışılmaktadır.
其他摘要:The attempts to deal with and reinterpret the values of the folk culture and folk literature works in Turkish literature start with some i