出版社:Niğde Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığı
摘要:Sürdürülebilir bölgesel kalkınmanın başlıca koşulu doğal kaynak potansiyelinin sağlıklı şekilde saptanarak, sürdürülebilir kullanımının sağlanmasıdır. Niğde ilinin üzerine kurulmuş olduğu alüvyon örtü, kendisini oluşturan bölgesel jeolojik faktör sebebiyle heterojen bir yapıya sahiptir. Alüvyon örtü doğu ve güneydoğusunda yayılım gösteren Aşıgediği Metamorfitleri (gnays, kuvarsit, mermer) ve batı, kuzeybatısında yayılım gösteren Melendiz Volkanitleri (andezit, proklasitk) arasında sınır oluşturmaktadır. Bölge tektonik olarak da Niğde ve Tuz Gölü fay zonlarının etkisindedir. Söz konusu jeolojik yapı, alüvyon örtünün son derece heterojen şekilde gelişmesine sebep olmuştur. Bu durum bölgenin hidrojeolojik karakterini de doğrudan etkilemektedir. Söz konusu jeolojik ve hidrojeolojik koşulların kontrolünde Niğde kent merkezi alüvyon akiferi de doğu ve güneydoğusundan metamorfik (mermer), batı ve kuzeybatısından volkanik (andezit) litolojilerden oluşan akiferlerle çevrelenmiş ve hidrojeolojik olarak etkileşim halindedir. Çalışma kapsamında kurak (Eylül-2016) ve yağışlı (Mayıs 2017) dönemlerde fizikokimyasal (pH, DO, T, EC) ölçümler ve seviye ölçümleri ile kimyasal (anyon-katyon, PO 4 , NO 3 ve iz element) analizler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar hidrojeokimyasal hesaplamalar, diyagramlar ve alansal değişim haritaları yardımıyla değerlendirilmiştir. Sonuç olarak Niğde ili kent merkezinin de bulunduğu alüvyon akifer su kalitesi bakımından doğal ve antropojenik etkiler altında olduğu anlaşılmıştır. Buna göre Niğde kent merkezi yeraltısuları, bölgenin jeolojik yapısıyla uyumlu olarak Ca-HCO 3 su tipine sahip olmakla birlikte, yine doğal-jeolojik faktörlerin etkisiyle yer yer Mg, Na ve SO 4 iyonlarınca da zenginleşerek Ca-Mg-HCO 3 , Ca-Na-Mg-HCO 3 ve Ca-SO 4 -HCO 3 tipinde sular oluşmuştur. Bu durumun başlıca sebebi alüvyonu çevreleyen ve besleyen komşu litolojiler olmakla birlikte, özellikle alüvyonun kıyı kesimleri itibariyle zirai, endüstriyel ve evsel kirleticiler de yeraltısularında izlenmektedir. Ayrıca çalışma alanının güneyine doğru SO 4 bakımından zengin sıcak suların da alüvyon akiferi etkiledikleri saptanmıştır.
其他摘要:Sürdürülebilir bölgesel kalkınmanın başlıca koşulu doğal kaynak potansiyelinin sağlıklı şekilde saptanarak, sürdürülebilir kullanımının sağlanmasıdır. Niğde ilinin üzerine kurulmuş olduğu alüvyon örtü, kendisini oluşturan bölgesel jeolojik faktör sebebiyle heterojen bir yapıya sahiptir. Alüvyon örtü doğu ve güneydoğusunda yayılım gösteren Aşıgediği Metamorfitleri (gnays, kuvarsit, mermer) ve batı, kuzeybatısında yayılım gösteren Melendiz Volkanitleri (andezit, proklasitk) arasında sınır oluşturmaktadır. Bölge tektonik olarak da Niğde ve Tuz Gölü fay zonlarının etkisindedir. Söz konusu jeolojik yapı, alüvyon örtünün son derece heterojen şekilde gelişmesine sebep olmuştur. Bu durum bölgenin hidrojeolojik karakterini de doğrudan etkilemektedir. Söz konusu jeolojik ve hidrojeolojik koşulların kontrolünde Niğde kent merkezi alüvyon akiferi de doğu ve güneydoğusundan metamorfik (mermer), batı ve kuzeybatısından volkanik (andezit) litolojilerden oluşan akiferlerle çevrelenmiş ve hidrojeolojik olarak etkileşim halindedir. Çalışma kapsamında kurak (Eylül-2016) ve yağışlı (Mayıs 2017) dönemlerde fizikokimyasal (pH, DO, T, EC) ölçümler ve seviye ölçümleri ile kimyasal (anyon-katyon, PO 4 , NO 3 ve iz element) analizler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar hidrojeokimyasal hesaplamalar, diyagramlar ve alansal değişim haritaları yardımıyla değerlendirilmiştir. Sonuç olarak Niğde ili kent merkezinin de bulunduğu alüvyon akifer su kalitesi bakımından doğal ve antropojenik etkiler altında olduğu anlaşılmıştır. Buna göre Niğde kent merkezi yeraltısuları, bölgenin jeolojik yapısıyla uyumlu olarak Ca-HCO 3 su tipine sahip olmakla birlikte, yine doğal-jeolojik faktörlerin etkisiyle yer yer Mg, Na ve SO 4 iyonlarınca da zenginleşerek Ca-Mg-HCO 3 , Ca-Na-Mg-HCO 3 ve Ca-SO 4 -HCO 3 tipinde sular oluşmuştur. Bu durumun başlıca sebebi alüvyonu çevreleyen ve besleyen komşu litolojiler olmakla birlikte, özellikle alüvyonun kıyı kesimleri itibariyle zirai, endüstriyel ve evsel kirleticiler de yeraltısularında izlenmektedir. Ayrıca çalışma alanının güneyine doğru SO 4 bakımından zengin sıcak suların da alüvyon akiferi etkiledikleri saptanmıştır.