摘要:Amaç: Bu çalışmanın amacı çürüksüz servikal lezyonlara tek aşamalı self-etch (kendinden pürüzlendirmeli) adeziv sistem kullanılarak uygulanan nanohibrit ve akışkan kompozit restorasyonların 12 aylık klinik değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada en az iki adet çürüksüz servikal lezyonu bulunan 21 birey araştırma kapsamına alındı. Toplam 134 adet çürüksüz servikal lezyonun 67’si nanohibrit kompozit (Grandio), 67’si ise akışkan kompozit (Grandio Flow) kullanılarak üretici firmanın önerileri doğrultusunda restore edildi. Lezyonların restorasyonunda tek aşamalı kendinden pürüzlendirmeli sistem olan Futura Bond NR kullanıldı. Tüm restorasyonlar tek bir hekim tarafından uygulandı. Dişlere herhangi bir mekanik aşındırma ya da bizotaj işlemi uygulanmadı.Restorasyonlar farklı iki hekim tarafından başlangıçta, 6. ay ve 12. ay sonunda modifiye USPHS kriterleri kullanılarak değerlendirildi. Restorasyonların sağkalım oranları Kaplan Meier ve Log-rank testi kullanılarak değerlendirildi. Modifiye USPHS kriterlerine göre iki materyal grubu arasındaki farklılığı belirlemek için Pearson ki-kare testi kullanıldı. Bulgular: 12. ayın sonunda hastaların tümü kontrole gelerek restorasyonları değerlendirildi. Grandio uygulanan restorasyonların 6 .aydaki retansiyon oranı % 66 iken, Grandio Flow uygulanan restorasyonların retansiyon oranı % 58.2 olarak belirlendi. 12. ayın sonunda bu değer Grandio restorasyonlarda % 61.1, Grandio Flow restorasyonlarda ise % 57 olarak saptandı. Restorasyonların retansiyon oranları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulundu (p> 0.05). Restorasyonların hiçbirinde sekonder çürük oluşumu, kenar renklenmesi, kenar uyumsuzluğu ve postoperatif duyarlılık görülmedi. Sonuç: Çürüksüz servikal lezyonlara kendinden pürüzlendirmeli adeziv sistem ile uygulanan nanohibrit ve akışkan kompozit rezin restorasyonların 12 aylık klinik performansları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p> 0.05).