摘要:Türkiye modernleşmesi,genel itibariyle Osmanlı ve Cumhuriyet modernleşmesi şeklinde dönemsel olarak kategorize edilebilir. Bununla birlikte,her iki dönem de kendi içinde pek çok önemli olaya ve dönüm noktasına sahiptir. Bu yüzden Türkiye modernleşmesi hakkında farklı ve ikiden fazla kategorileştirme de yapılabilir. Bu yazının başlığındaki “iki modernleşme” vurgusu,Osmanlı-Cumhuriyet dönemsel ayrılığına vurgu yapmamaktadır. İki modernleşmenin bir yönünü Osmanlı’nın on sekizinci asrın son çeyreğinde temelleri atılmaya başlanan,on dokuzuncu asırda kurumsallaşmasını sürdüren ve yirminci asrın modernleşmesinin aktörlerini üreten devlet merkezli modernleşme oluşturmaktadır. Diğer yönünü ise,kırsal bölgelerden ve küçük şehirlerden büyük şehirlere doğru devam eden hareketlilik üzerinden gelişen iktisadi,siyasi ve kültürel değişim oluşturmaktadır. Bu değişim,aynı zamanda Osmanlı’dan Cumhuriyet’e devlet merkezli süregiden modernleşmeden nitelik olarak farklıdır. Türkiye modernleşmesinin başlangıcı itibariyle bürokratik bir değişim süreci olması göz önünde bulundurulduğunda söz konusu alternatif modernleşmenin bürokratik modernleşmenin dışında,kendi sosyolojik dinamikleri üzerinden açıklanmayı gerektiren pek çok farklı yönü vardır. Bu yüzden,1950’li yıllardan itibaren tecrübe edilmeye başlanan bu modernleşme,devlet merkezli modernleşmenin karşısında konumlandığı gibi büyük ölçüde kontrolü dışında gelişmiştir. Türkiye’de yakın dönem siyasetin değişimi bu iki modernleşme tecrübesinin ürettiği sosyolojik arada kalmışlık üzerinden farklı siyasal kültürlerin oluşmasına katkı sağlamıştır. Bu yazıda iki modernleşme tezi bağlamında basının konumu tartışılmaktadır.