摘要:el-Ḳāḍî Ḥüseyn el-Merverrûẕî, Horâsân Şâfi‘îliğinin önemli temsilcilerinden biridir. Onun günümüze ulaşan en meşhur eseri Müzenî’nin Muḫtaṣar ’ının ilk şerhlerinden biri olan et-Ta‘lîḳa ’sıdır. Bu eserin önemli hususiyetlerinden biri eserin girişinde ictihâd , taklîd , icmâ‘ ve sahâbî kavli ne müteallik bazı fıkıh usûlü konularının yer almasıdır. Horasan Şâfi‘î ekolüne ait günümüze ulaştığı tespit edilen sistemli, bütünlüklü ve ayrıntılı ilk fıkıh usûlü eserleri V./XI. yüzyılın ikinci yarısına aittir. Bu dönemin temelini oluşturan fıkıh usûlü alanındaki çalışmaların ortaya konması, Horasan Şâfi‘î ekolüne ait usûl gelişimini takip etmek için elzemdir. İşte el-Ḳāḍî Ḥüseyn el-Merverrûẕî’nin et-Ta‘lîḳa ’sında yer alan usûl aktarımı, Şâfi‘î’den sonra V./XI. yüzyılın ilk yarısına kadar Horâsân bölgesinde gelişen usûl müktesebatını tespit etme imkânı vermektedir. Çalışmada icmâ‘ özelinde el-Ḳāḍî Ḥüseyn el-Merverrûẕî’nin et-Ta‘lîḳa ’sındaki usûl aktarımı irdelenecektir. Şâfi‘î’den başlamak üzere tarihsel süreçte meselelerin tartışıldığı çerçeve ele alınarak el-Ḳāḍî Ḥüseyn el-Merverrûẕî’nin aktardığı usûl malzemesi, çağdaşları ve kendisinden sonra kaleme alınan klasik dönemdeki Şâfi‘î fıkıh usûl eserlerindeki tartışmalarla mukayese edilecektir. Özet: el-Ḳāḍî Ḥüseyn el-Merverrûẕî, Horâsân Şâfi‘î ekolünün en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Şâfi‘î fıkıh çevrelerinde Horâsân Şâfi‘î ekolünün kurucusu olarak kabul edilen el-Ḳaffâl el-Mervezî’den fıkıh eğitimi almasının yanında dönenim muhaddislerinden hadis eğitimi almıştır. el-Ḳaffâl el-Mervezî’nin en seçkin öğrencilerinden biri olarak temayüz etmiş olan el-Ḳāḍî Ḥüseyn Horâsân Şâfi‘î ekolüne ait fıkıh mirasının önemli taşıyıcılarından biri olmuştur. Horasan Şâfi‘î ekolünün eserlerinde mutlak olarak “el-ḳāḍî” nispeti kullanıldığında kast edilen kişinin el-Ḳāḍî Ḥüseyn olması onun fıkhî otoritesini gösteren diğer bir husustur. Onun fıkhî yetkinliği yetiştirdiği öğrencilerin niteliğinde kendini göstermektedir. Öyle ki el-Ḳāḍî Ḥüseyn Şâfi‘î fıkhında birçok otorite hukukçu yetiştirmiştir. İmâmu’l-Ḥarameyn el-Cüveynî, Muhyissünne el-Beġavî ve Ebû Ṣa‘d el-Mütevellî onun yetiştirdiği önemli Şâfi‘î fakîhlerindendir. Bu açıdan bakıldığında el-Ḳāḍî Ḥüseyn’in genelde Şâfi‘î fıkhının özelde de Horâsân Şâfi‘î ekolünün önemli fakîhlerinden biri olduğunu söylemek gerekir. el-Ḳāḍî Ḥüseyn, fıkıh alanında bir çok çalışmaya imza atmıştır. Öğrencisi Muhyissünne el-Beġavî tarafından cem edilen meşhur Fetâva’ sı, Şâfi‘î fıkhındaki fetva literatürüne dair yazılan ilk örneklerden biri olarak kabul edilmektedir. Keza Ṭarîḳatu’l-Ḥilâf beyne’ş-Şâfi‘îyye ve’l-Ḥanefîyye ma‘a Ẕikri’l-Edille adıyla yazdığı Şâfi‘îler ve Hanefîler arasındaki ihtilâflı meseleleri delilleriyle zikrettiği eser hilâf alanında yazılan ilk eserlerdendir. el-Ḳāḍî Ḥüseyn bu eserleri dışında Şâfi‘î fıkhında yazılan bir çok metni şerh etmiştir. Esrâru’l- Fıḳh adlı eseri bir ciltlik ve nadir bulunan bir eser olarak kaynaklarda zikredilmektedir. el-Ḳāḍî Ḥüseyn’in en meşhur ve en önemli eseri, Müzenî’nin Muḫtaṣar’ ının tertibine göre yazdığı et-Ta‘lîḳa’ sıdır. O, kaynaklarda sıkılıkla mezhepte meşhur et-Ta‘lîḳa ’nın sahibi olarak zikredilmektedir. Müzenî’nin Muḫtaṣar ’ının ilk şerhlerinden biri olma özelliğine sahip olan et-Ta‘lîḳa fıkıh eserlerinde el-Ḳāḍî Ḥüseyn’in görüşlerine yapılan referansların kaynağıdır. Bu hususiyetleriyle et-Ta‘lîḳa, Horâsân Şâfi‘î ekolünün fıkıh mirasının keşfedilmesinde başat rol oynayan metinlerdendir. Bu metnin önemli hususiyetlerinden bir diğeri eserin girişinde ictihâd , taklîd , icmâ‘ ve sahâbî kavli ne ilişkin fıkıh usûlü konularının işlenmiş olmasıdır. Horasan Şâfi‘î ekolüne ait günümüze ulaştığı tespit edilen ilk sistematik fıkıh usûlü metinlerinin V./XI. yüzyılın ikinci yarısına ait olduğu düşünüldüğünde, bu dönemin temelini oluşturan fıkıh usûlü alanındaki çalışmalar önem arz etmektedir. Bu açıdan et-Ta‘lîḳa Şâfi‘î’den sonra V./XI. yüzyılın ilk yarısına kadar Horâsân bölgesinde gelişen usûl birikimi hakkında bazı ipuçları vermektedir. Araştırmamız icmâ‘ özelinde Horasan bölgesinde gelişen Şâfi‘î fıkıh usûlünün gelişimine ilişkin ipuçlarını yakalamayı amaçlamaktadır. el-Ḳāḍî Ḥüseyn, et-Ta‘lika’ nın icmâ‘ kısmında icmâ’ın hücciyeti, çeşitleri ve bunlarla ilişkili olan sahâbe icmâ‘ını konu edinmektedir. Sahâbe icmâ‘ını konu edindiği kısımda sahâbe kavline ilişkin tartışmalara da değinektedir. Şâfi‘î’den başlamak üzere icmâ‘ın hücciyeti için ileri sürülen deliller el-Ḳāḍî el-Ḥüseyn’in döneminde gelindiğinde çeşitlendiği ve farklılaştığı görülmektedir. el-Ḳāḍî Ḥüseyn’in icmâ‘ın delilleri kısmında zikrettiği argümanlar kendisiyle çağdaş olan Irâklı Şâfi‘î fakîhi Mâverdî tarafında zikredilmiş olması, icmâ‘ın delilleri konusundaki birikimi göstermektedir. el-Ḳāḍî Ḥüseyn, icmâ‘ın çeşitleri konusunda temelde birbiriyle ilişkili olan olan iki ayrım yapmaktadır. Birincisi icmâ‘a katılanlar veya icmâ‘ın bilinebilirliğine göre yaptığı taksimdir. Buna göre icmâ‘, ‘âmm (genel halk kitlesi) ve hâss (âlim) olanların bildiği icmâ‘ ve sadece hâss olanların bildiği icmâ‘ olmak üzere iki kısma ayırılmaktadır. Namazın farzları, ravâtib sünnetler ve bayram namazları gibi ‘âmm icmâ‘a muhalefet küfrü gerektirir. Fıkıh literatüründe icmâ‘ olup olmaması tartışmalı olan ‘avl meselesi, mut‘a nikâhı ve ribe’l-fadl ı hâs icmâ‘ olarak değerlendiren el-Ḳāḍî Ḥüseyn, bu tür icmâ‘a muhalefeti ise fısk olarak değerlendirmektedir. el-Ḳāḍî Ḥüseyn’in ikinci icmâ‘ türü nassa ve kıyâs-ı celîye dayanan icmâ‘ ve hafî kıyâsa dayanan icmâ’dır. Bu tür icmâ‘, sonradan kazandığı terim anlamıyla sened bakımından naklî icmâ‘ ve ictihâdî icmâ‘ ayrımına dayanmaktadır. el-Ḳāḍî Ḥüseyn, sened bakımından gerek nassa gerekse de ictihâda dayalı olan icmâ‘a muhalefeti küfrü gerektirdiğini düşünmektedir. Bu bir anlamda icmâ‘ı hüküm olarak eşit düzlemde kabul etmek ve icmâ‘ ayrımlarını lafzi düzeye indirmektir. el-Ḳāḍî Hüseyn icmâ‘ meseleleriyle bağlantılı olarak sahâbî kavlinin hücciyetini de tartışmaktadır. el-Ḳāḍî Ḥüseyn, icmâ‘ın sadece sahâbe asrıyla sınırlı olduğu tezine karşı çıkararak, icmâ‘ın Hz. Peygamber’den sonraki herhangi bir asırda gerçekleşebileceği görüşündedir. Sahâbe icmâ‘ını sahâbînin ileri sürdüğü görüşün diğer sahâbîler arasında yaygınlık kazanıp kazanmasına göre iki farklı kategoride ele alan el-Ḳāḍî Ḥüseyn, muhalefeti bilinmeyen yaygınlık kazanmış sahâbî kavlinin hücciyetini tartışmaktadır. el-Ḳāḍî Hüseyn, sukût-i icmâ‘ olarak terimleşen bu tür sahâbî kavlinin hücciyeti bağlamında Şâfi‘î fıkıh usûlündeki icmâ‘ tartışmaları hakkında kayda değer bilgiler aktarmaktadır. Diğer sahâbîler arasında yaygınlık kazanmamamış sahâbî kavlinin hücciyeti konusunda el-Ḳāḍî Hüseyn’in aktardığı bilgilerin kendi çağdaşı Mâverdî’nin ve daha sonraki usûlcülerin aktarımlarından farklılık arz etmektedir. Bu tür sahabî kavlinin kıyâs karşısındaki konumuna ilişkin Şâfi‘î’nin kadîm ve cedîd görüşlerini aktarması, kendi dönemindeki usûl malzemesiyle kıyâs yapma imkanı sağlamaktadır. Sahâbîlerin ihtilâflı meselelerine değinen el-Ḳāḍî Hüseyn, tartışmalı bir aktarımda bulunmaktadır. Sahâbîlerin bir meselede iki gruba ayrılarak ihtilâf etmeleri halinde üçüncü bir görüşün ortaya atılmasının câiz olduğu konusunda ihtilâfın olmadığını aktaran el-Ḳāḍî Huseyn’in bu aktarımı kendi çağdaşı Mâverdî ve diğer Şâfi‘î usûlcüler tarafından farklı bir şekilde aktarılmaktadır. Onlara göre bu durumda üçüncü bir görüşün ortaya atılması söz konusu meselede icmâ‘ olduğu gerekçesiyle câiz değildir.
其他摘要:Al-Qāḍī Ḥusayn al-Marwarrūdhī is one of the important representatives of Khurāsān Shāfi‘ī School. Al-Ta‘līḳa is his famous work , which is one of the first commentaries of al-Muzanī’s Mukḫtaṣar. One of the important features of this work is the introduction to some of the subjects of ijtihād (process of juristic legal reasoning) , taqlīd (acting upon the word of another without asking for specific proof) , ijmā‘ (consensus of jurists) and view’s of the companions of the Prophet . The first systematic, complete and detailed works of uṣūl al-fiqh (Islamic legal theory) that belonged to the Khurāsān Shāfi‘ī School have reached to the present day belong to the second half of the V./XI. century . Making research on the studies which were done about uṣūl al-fiqh and formed the basis of this period is essential to follow the development of uṣūl al-fiqh of the Khurāsān Shāfi‘ī School. Transfer of the uṣūl al-fiqh in al-Qāḍī Ḥusayn al-Marwarrūdhī’s al-Ta‘līḳa make it possible to determine the literatüre, which was formed in Khurāsān region in the period from the death of Shāfi‘ī to the first half of the V./XI. century until the first half of the Khurāsān region, which allows the determination of the uṣūl al-fiqh. In this study, on the basis of ijmā‘, al-Qāḍî Ḥusayn al-Marwarrūdhī’s method in al-Ta‘līḳa will be examined. Summary: Al-Qāḍī Ḥusayn al-Marwarrūdhī is considered to be one of the most important representatives of the Khurāsān Shāfi‘ī School. In addition to receiving fiqh education from al-Qaffāl al-Marwazī, who is accepted as the founder of the Khurāsān Shāfi‘ī School in Shāfiʿī fiqh circles. Al-Qāḍī Ḥusayn, one of the most distinguished students of al-Qaffāl al-Marwazī, has become one of the important bearers of the fiqh heritage of Khurāsān Shāfi‘ī School. The fact that the epithet “el-kāḍî” is used in the works of Khurāsān Shāfi‘ī School to absolutely refer to al-Qāḍî Ḥusayn, is another issue that shows his being authority on fiqh. Al-Qāḍī Ḥusayn al-Marwarrūdhī has accomplished many works in the field of fiqh. The most famous and most important work of al-Qāḍī Ḥusayn is the al-Ta‘lîḳa , written according to the Mukḫtaṣar arrangement style of al-Muzanī. He is often cited as the author of the well-known work al-Ta‘lîḳa in the sect. Al-Ta‘lîḳa , commonly cited in fiqh studies to refer to the views of al-Qāḍī Ḥusayn, is one of the first commentary on Mukḫtaṣar by Muzanī. With these characteristics, al-Ta‘lîḳa is one of the outstanding manuscripts for exploring the fiqh legacy of the Khurāsān Shāfi‘ī School. Another important feature of this text is that uṣūl al-fiqh issues such as ijtihād, taqlīd, ijmā‘ and view’s of the companions of the Prophet ( qawl al-ṣaḥābah ) have been covered in the introduction of the work. Al-Qāḍī Ḥusayn discusses the issues of evidentiality and types of ijmā‘ and ijmā‘ of ṣaḥābah in the chapter on ijmā‘ in al-Ta‘lîḳa . Al-Qāḍī Ḥusayn also handles the debates on view’s of the companions of the Prophet in the section on ijmā‘ of ṣaḥābah. It is also seen that the proofs proposed for evidentiality of ijmā since Shāfiʿī’s period became more versatile and differed. The fact that the arguments al-Qāḍī Ḥusayn cites in the chapter of the evidences of ijmā‘ were also mentioned by his contemporary, al-Māwardī, an Iraqi Shāfiʿī jurist, points out the accumulation of knowledge in terms of proofs of ijmā. Al-Qāḍī Ḥusayn makes two related distinctions that are fundamentally related to the types of ijmā. The first is the division between ijmā supporters, those who argue for knowability of ijmā, and their opponents. According to this, ijmā is divided into two parts as ‘āmm (general public) ijmā‘ and khāṣṣ (scholars) ijmā‘. Opposition to ‘āmm ijmā‘, such as fardh s (obligations) in prayer, rawātib sunnah (the practice that the Prophet regularly performed) and feast prayer requires kufr (blas phemy) . Al-Qāḍî Ḥusayn, who considers issues such as ‘awl (a sharing method in Islamic inheritance law), mut‘a marriage (a type of temporary marriage) and riba’l-faḍl (interest in exchange or sale transactions) which are seen as controversial ijmā‘ issues in literature, as khāṣṣ ijmā‘ and evaluates opposition to this type of ijmā‘ as fisq (impiety). The second division al-Qāḍī Ḥusayn makes is between ijmā‘ based on the text and apparent comparison, and the ijmā‘ based on hidden comparison. Al-Qāḍī Ḥusayn thinks that the opposition to ijmā‘ that is based on ijtihād or the text in terms of sanad (chain of narrators), requires blasphemy. In a sense, this is to accept ijmā‘ as a provision on an equal basis and to reduce the distinctions of ijmā‘ to literary level. Al-Qāḍī Ḥusayn also discusses evidentiality of qawl al-ṣaḥābah in connection with the issues of ijmā‘. Al-Qāḍī Ḥusayn opposes the thesis that ijmā‘ is only limited to companions’ era and argues that it can be realized in any century after the Prophet. Al-Qāḍī Ḥusayn, who discusses ṣaḥābah’s ijmā‘ under two categories: the views of ṣaḥābah that have gained prevalence among other ṣaḥābahs and those that have not gained prevalence among other companions, argues for evidentiality of qawl al-ṣaḥābah, which have gained prevalence and known not to be opposed. He provides significant information on ijmā‘ discussion in Shāfi‘ī fiqh methods with regard to the evidentiality of this type of qawl al-ṣaḥābah, which is referred ijmā‘ al-suqūtī (consensus based on lack of opposition-silence). The knowledge al-Qāḍī Ḥusayn cites with regard to the evidentiality of qawl al-ṣaḥābah which have not gained prevalence among other ṣaḥābahs differs from Māwardī, one of his contemporary, and his predecessors. The fact that he cites Shāfi‘ī’s previous and latest views with regard to the state of such qawl al-ṣaḥābah in the face of qiyās (legal analogy) enables him to make comparison using uṣūl material available in his era. Al-Qāḍī Ḥusayn, who mentions debatable issues among ṣaḥābah, makes controversial narrations. While al-Qāḍī Ḥusayn reports that there is not any conflict on the argument that it is legitimate to express a third view with regard to issues on which ṣaḥābah is divided in two groups and fall into conflict, his contemporary al-Māwardī and other Shāfi‘ī jurists report that it is not legitimate to propose a third view on such an issue as there is ijmā‘ on these issues.