期刊名称:International Journal of Sport, Exercise and Training Sciences
电子版ISSN:2149-8229
出版年度:2017
卷号:3
语种:English
出版社:Balikesir University
摘要:Tekrarlı sprint testi (TST) takım ve raket sporlarında performansın değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılan bir uygulamadır. Birçok çalışmada iskelet kası fibril tipi ve kasın mekanik kasılma performansı arasında anlamlı ilişki olduğu saptanmıştır. Dayanıklılık sporcularında Tip I,güç/kuvvet sporcularında Tip II fibril yüzdesinin yüksek olması,spesifik egzersiz performansı ile fibril tipi dağılımı arasında bağlantı olduğunun bir göstergesidir. AMAÇ: Bu çalışmanın amacı,TST’de ölçülen performans bileşenleri ile alt ekstremite fibril tipi arasındaki ilişkileri incelemektir. Metod: Çalışmaya 18 aktif spor okulu öğrencisi (Yaş: 23.3 ± 3.0 yıl,Boy: 178.9 ± 7.1 cm,Vücut ağırlığı: 76.6 ± 12.4 kg) gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılara en az 3 gün ara ile TST ve hızlı kasılan fibril yüzdesini(FT%) tahmin etmek için izokinetik dinamometrede 180°/sn hızda izokinetik test uygulanmıştır. TST için kapalı atletizm salonunda 30 sn pasif toparlanmalı 10 x 20 m protokolü kullanılmıştır. FT% izokinetik dinamometrede ölçülen 50 maksimal tork kuvvetin ilk üç ve son üç değerleri kullanılarak Thorstensson ve Karlsson’un (1976) formülünden kestirilmiştir. FT% ve TST’de ölçülen toplam sprint zamanı (TSZ),en iyi sprint zamanı(EİSZ),en yavaş sprint zamanı (EYSZ) ve sprintte düşüş yüzdesi (SDY) arasındaki ilişkiler Pearson’un r katsayısı,ilk 5 ve son 5 sprintte ölçülen performans bileşenleri arasındaki farklar bağımlı gruplarda t testi ile belirlenmiştir. Bulgular: FT% ve EİSZ arasında anlamlı negatif ilişki saptanmıştır (r = -0.524;p<0.05). Buna karşılık FT% ve TSZ (r = -0.311;p>0.05),EYSZ (r = -0.176;p>0.05) ve SDY (r= 0.335;p>0.05) arasındaki ilişkiler anlamlı bulunmamıştır. 10 x 20 m TST’deki her bir sprint zamanı ve FT% arasındaki ilişkiler negatif olmakla beraber,birinci sprint hariç (r = -0.567;p<0.05) anlamlı bulunmamıştır. 10 x 20 m TST’de ilk 5 sprintten hesaplanan TSZ,EİSZ ve EYSZ son 5 sprintten hesaplanandan anlamlı derecede daha iyidir (p<0.05). İlk 5 ve son 5 sprintten hesaplanan SDY arasında anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05). TST’nin ilk 5 sprintinde FT% ve EİSZ hariç (r = -0.524;p<0.05) diğer performans bileşenleri arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır. Buna karşılık testin son 5 sprintinde FT% ve performans bileşenleri arasında anlamlı ilişkiler saptanmamıştır (p>0.05). Testin tümündeki FT% ve EİSZ arasındaki ilişki ile ilk 5 sprintte FT% ve EİSZ arasındaki ilişkinin aynı olması (r = -0.524) EİSZ’nın ilk 5 sprintte gerçekleştiğini göstermektedir. TARTIŞMA: Birçok çalışmada fibril tipi ile atletik performans arasında kuvvetli ilişki olduğu gösterilmiştir. Dayanıklılık sporcuları ve haltercilerde yapılan bir çalışmada Tip I fibril yüzdesi ile VO2maks arasında r = 0.67 anlamlı ilişki saptanmıştır. Benzer şekilde olimpik atletlerde yapılan bir çalışmada da 1 TM kuvvet,skuat sıçrama,aktif sıçrama gibi anaerobik aktiviteler ile Tip IIa fibril yüzdesi arasında r = 0.75 - 0.94 gibi anlamlı yüksek ilişkiler saptanmıştır. 10 x 20 m tekrarlı sprint performansı ile FT fibril yüzdesi arasındaki ilişkilerin incelendiği bu çalışmada da ilk sprint ve EİSZ (en hızlı sprint) ve FT% arasında orta düzeyde anlamlı ilişkiler saptanmıştır. SONUÇ: Bu çalışmanın sonuçları,TST’de ilk sprint ve EİSZ hariç diğer performans bileşenlerinin FT% dağılımından bağımsız olduğunu göstermektedir. Bu bulgulara bağlı olarak tekrarlı sprint performansı fizyolojik (kreatin fosfat,aerobik dayanıklılık),biyomekanik (adım uzunluğu ve frekansı) ve kuvvet (çabuk kuvvet) gibi faktörler açısından değerlendirilmelidir.