摘要:Hava kirliliğinin sadece insanlar, hayvanlar, bitki ve ormanlar gibi canlı varlıklar üzerinde değil cansız varlıklar üzerinde de birçok olumsuz etkileri vardır. Tarihi ve antik değeri olan birçok yapı bugün çevre kirliliği tehdidinden nasibini almaktadır. Kirli havada bulunan ozon, sülfürik ve nitrik asit gibi aşındırıcı, korozif ve agresif maddeler, bu yapılardaki kireçtaşı ve mermerle reaksiyona girerek önce çatlamalara daha sonra da ufalanma ve parçalanmalara sebep olmaktadır. Asit yağmurlarıyla yeryüzüne inen aşındırıcı eriyikler, suda erimiyen kalsit yani kalsiyum karbonattan yapılan tarihi eserlerin yüzeyinde gips (alçıtaşı) oluşumlarına yol açmakta, soğuk aylarda alçının suyu donarak genişlemekte ve eserlerin yüzeyinde çatlamalar meydana gelmektedir. Havada bulunan toz, is ve kurumlar, çatlaklı, pürüzlü ve aşınmış yapı üzerinde kolayca Viyana-Belvedere Sarayı Bahçesindeki Hava Kirliliğinden Bozulmuş Tarihi Eserlerin Onarım adsorbe edilerek tutulmakta ve bu yapılar isli-kararmış bir görüntü arzetmektedirler. Bu durum tarihi eserlerde hem fiziki görünüm bozukluğu hem de yapısal aşınma ve tahriplere sebep olmaktadır. Tarihi eserlerin yüzeyinde meydana gelen bu alçılaşma olayı acaba önlenebilir mi? Avrupa ve Amerika'daki birçok araştırma grupları bu problemin kısmen de olsa önlenmesi için çareler aramaktadırlar. Bu arada pilot düzeyde bazı önemli sonuçlar da elde edilmiştir. Sülfatlı bileşikleri indirgeme özelliğine sahip mikroorganizmalar olan desulfovibrio desulforicans adlı bakteriler, alçılaşmış tarihi eser yüzeylerine bir kültür eriyiği halinde püskürtüldüğünde, bunlar alçının yapısında bulunan sülfatı sülfüre dönüştürüp hidrojen sülfür halinde uzaklaşmasını sağlamaktadırlar. Bu yolla alçı oluşumu ortadan kalkmakta; kükürdünden serbest kalan kalsiyum, atmosferdeki karbondioksit ile reaksiyona girerek, hatta mikroorganizmaların metobolizma artığı olan karbondioksiti de kullanarak, yüzey tekrar orijinal hali olan kalsite dönüşmektedir.